D Vitamini Faydaları
-Kalsiyum genelde kemik yapımı ve kemik kırılmalarını önleme konusunda dikkat çekse de D vitamini de çeşitli düzeylerde buna yardımcı olur. D vitamini kalsiyum ve fosforun (kemiklerin bir başka öğesi) sindirim sisteminden geçerken absorbe edilmesini sağlar. Böbreklerin bu mineralleri tutması için sinyal verir, böylelikle idrarla atılmazlar. Kemiklerin yıkımım da önler ve kemik yapımı faaliyetlerini destekler.
-İleriki yaşlarda düşmelerin azalması.(Yapılan araştırmalar kalça kemiğini kıran pek çok kadında D vitamini eksikliği göstermiştir.Fazladan alınacak D vitamininin kemik kaybını azaltabileceği için ileriki yaşlardaki kadınlarda ve erkeklerde kalça ve bilek kırılmalarını, etkili şekilde azaltır.)D vitamini kas hücrelerinin daha fazla protein yapması için sinyal verir. Bu, kasları güçlendirebilir ve özellikle yaşlılarda dengeyi iyileştirebilir. Geniş kapsamlı çeşitli araştırmalar D vitamini desteklerinin sağlıklı sayılabilecek yaşlılarda düşme riskini yaklaşık yüzde 20 oranında azalttığım gösteriyor. Düşmeler yaşlılar arasında bir numaralı yaralanma nedenidir. Kalıcı sakatlığa, bağımlılığa ve hatta ölüme neden olabilmektedir.
-Kanser. Deney tüplerinde D vitamini, göğüs, yumurtalık, kolon, prostat ve beyin kanserleri dahil çeşitli tip kanser hücrelerinin büyümesini ve üremesini kuvvetli bir şekilde engelliyor. D vitamini alımına ya da kandaki D vitamini düzeyi ölçümlerine başvuran yeni araştırmalar aynı şeyin bedenlerimizde de gerçekleştiğini ileri sürüyor. Bu, D vitamininin tıpkı küçük çaplı bir yangının üzerine atılan bir battaniye gibi yeni kanser hücrelerini söndürebileceği, onların hayatı tehdit edici tümörlere dönüşmesini engelleyebileceği anlamına gelir.
-Kalp hastalığı. Çeşitli araştırmalar daha fazla D vitamini almanın, özellikle de güneş ışığından alındığında kan basıncını düşürmeye yardım ettiğini öne sürüyor. Yetersiz D vitamini alımı kalp yetmezliğine ve periferik arter hastalığına (bacaklarda kan görülen göğüs kanserindeki artışı azaltabüdiğiydi. Aynı şey alkollü içki içenlerde içmeyenlere göre daha sık görülen kolon kanseri için de geçerliydi. Her gün alkollü içki içen ve 600 mcg ya da daha fazla folik asit alanlar daha yüksek bir risk altında değüdi. Bu mantıklı çünkü alkol folik asidin emilimini engeller ve dolaşımdaki folik asidi de etkisiz hale getirir.
Hepimizin bildiği karaciğerin yanı sıra başka zengin folik asit kaynakları da vardır. Çoğu kahvaltı gevreğinde artık her porsiyonda 100 mcg folat bulunuyor, bir kısmı ise 400 mcg olan günlük ihtiyacın tümünü içeriyor. Baklagiller de iyi birer kaynak. Mercimek, nohut ve siyah fasulyenin porsiyonunda 20 ila 50 mcg folat bulunuyor. Ispanak, makarna ve portakal suyu da diğer zengin kaynaklar...
Hiç yorum yok
Yorum Gönder
Mesajınız bir yönetici tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.